Türkiyeden Haberler

Alevilerin adresi HDP

CHP’den kalıcı ya da geçici kopuş sadece kentli, eğitimli tabanında gerçekleşmiyor, Aleviler de artık yüzünü HDP’ye dönüyor. İzmir’de Alevi nüfus oldukça yoğun. Hangi Alevi’ye sorsanız hakkını savunan parti olarak HDP’yi işaret ediyor

Alevilerin CHP’yle dansı bitti!

Tecrübeyle sabit; İzmir ilk bakışta insanı esaslı biçimde kandırıyor. Hani dün, Kürtlerin ve Romanların Kadifekale gibi denize nazır gecekondu semtlerinde yaşadıklarını, İzmirlilerin de yaptıkları yanlışı anlayıp kentsel dönüşüm projeleriyle buraya ve diğer deniz manzaralı tepelere göz koyduğunu yazmış, bir anlamda bunun Kürtlerin ve diğer ötekilerin talihi olduğunu yazmıştık ya, işte bu pek doğru değil! Selahattin Demirtaş’ın İzmir mitinginden sonra dağılan yüzbinlerin hangi yöne doğru yürüdüğüne bakarken bunun hiç de adil olmadığını gördük; Kürtler mahallelerine doğru çekilirken İzmir’in demokrat yerlileri sahil boyunca uzanan kafelere çöküverdiler. Bir anlamda İzmir’in merkezinin kendilerinin, çeperlerinin “ötekiler”in olduğunu gösterdiler. Bu onların suçu değil elbette; kapitalizm insanı böyle bıçak sırtı hallerde tutuyor, tam da HDP’nin ekonomik söylemine uygun bir sahicilikte… Sahili zaptedenler arasından Kürtler yok mu? Var elbette, ama kendilerini öylesine “beyaz”latmışlar ki, fiziklerine, dillerine bakıp ayırt etmek imkansız.

HDP her kesimin sempatisini topladı

İki kadın avukat Betül Duran ve Aytül Bozdoğan bu incitici tablonun farkındalar. Miting meydanına daha çok Kadifekale’nin Kürtlerini göreceklerini düşünerek girmişler, ama kendileriyle aynı sınıftan, aynı kültürden olanların çokluğunu görünce şaşırmışlar. İkisi de kendisini “solcu” olarak tanımlıyor, ama gösterdikleri adres CHP. İlk kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oylarını Selahattin Demirtaş’a vererek yoldan çıkmışlar, 7 Haziran’da da yolculuklarını HDP’yle sürdürecekler. Bu makas değişikliğinin bir nedeni AKP’yi durduracak tek gücün HDP olduğunu görmeleri, yani hesap yapmaları olsa da Demirtaş’ın ağzında şekillenen politikalarını da baştan sona benimsiyorlar. “HDP bizi temsil edemez” yargısını tümüyle silip atmışlar, artık bir Türkiye partisi olduğuna inanıyorlar.

Duran ve Bozdoğan CHP’yle yol ayrımına gelenlerden sadece ikisi. Kendini Türk kökenli, Sünni olarak tanımlayan, meslek sahibi kadın-erkek binlerce CHP’li seçimleri kendi partilerinden çok HDP’nin gözlükleriyle izliyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP’yi durduracak lider olarak Kılıçdaroğlu’nu değil, Demirtaş’ı görüyorlar. Hem de Kılıçdaroğlu’nun kendi şehirlerinden aday olmasına, Demirtaş’ın CHP’nin değil AKP’nin oylarının peşinde olduklarını söylemesine rağmen.

HDP’nin adayları da hangi semte giderlerse gitsinler CHP’lilerin kendilerine sempatiyle yaklaştığına tanıklık ediyorlar. “CHP’lilerden husumet gördüğümü söyleyemem” diyor Ertuğrul Kürkçü, “Eğer aklını yitirmiş, ultra ulusalcı değillerse bizi saygıyla karşılıyorlar. Dahası seçim rekabeti adına hayatımızı zorlaştıracak bir çaba içinde değiller.”

Oyumla Erdoğan’ı durdurabilirim

Malum, bir kentin nabzını en iyi taksiciler ölçer, hele de müşterisi konuşmaya meraklıysa. İzzettin Yarış, 7 Haziran’da sandıktan yine CHP’nin çıkacağını düşünüyor, AKP’nin büyük oranda oy yitireceğini, HDP’nin ise İzmir’de olmasa bile Türkiye genelinde barajı geçeceğini. HDP’nin barajı geçmesini öyle çok istiyor ki, aklından sık sık oyunu bu kez bu partiye emanet etmek geçiyor. AKP’yi ancak HDP’nin durdurabileceğine inanıyor, ama onu tutan bir şey var; o da ileride AKP’yle uzlaşabilecekleri kaygısı. Demirtaş’ın söylediklerinde en çok bu konudaki vurgulara dikkat ediyor, çoğu kez ikna oluyor, kararını netleştiriyor, ama…  “Bu amayı ancak sandığa gidince çözeceğim galiba,” diyor Yarış “Ama Erdoğan’ı durdurmak zorunda olduğumun farkındayım.”

Bir başka taksici Fettah Sever, HDP’yi siyasi olarak değerlendirmektense Kürtlerin davranışlarına bakarak bir tercih yapmayı yeğliyor. Doğu’da çok sıcak, çok misafirperver davranan Kürtlerin İzmir’de kendilerinden bir selamı bile esirgediğini söylüyor. Nedenini bilmiyor, ne kadar anlamaya çalışırsa çalışsın bu sorunun yanıtını veremediği için oyunu yine CHP’den yana kullanacak Sever. Kürtlerin dağda değil, parlamentoda mücadele vermesinin Türkiye’nin geleceği için şart olduğuna inandığını anlatırken kendine de bize de sormadan edemiyor: “Acaba bir kez olsun oyumu HDP’ye mi versem?”

Tekstil atölyelerinde oylar HDP’ye

İzmir emeğiyle geçinenlerin kenti ya, tekstil işçileriyle karşılaşınca ağızlarından cımbızla da olsa cümle çıkarmak vazgeçilmez oluyor. Öğle yemeğindeki bu işçiler gelinlik üreten bir atölyede çalışıyorlar. Özgür Gündem gazetesinden olduğumu söyleyince isminin yazılmasını istemiyor A. Onun mesleği modelistlik, işin yükünün çoğunu kendisinin taşıdığına inanıyor. Bu seçimlerde oyu yakından tanıdığı bağımsız bir adaya, ama tercihi CHP. Atölyede HDP’ye oy verecekler de var ve onlar daha çok Kürt işçiler. Onun HDP’ye bir itirazı yok, ama Kürtlerin tutumlarından yana dertli. İş yerinde en çok sorunu Kürtlerin çıkardığını, sürekli rekabet içinde olduklarını anlatıyor. Nedenini çok sormuş kendine, bir yanıt verememiş. Bunun bir varolma süreci olduğunu düşünüp düşünmediğini soruyorum, “Düşündüm, olabilir,” diye yanıt veriyor. Sadece bunu düşünmemiş A., HDP güçlenince Kürt çalışanların güvenlerinin daha da artacağını ve sakinleşeceğini de geçirmiş aklından. “O halde siz de HDP’ye oy verin, bir an önce bu rekabeti bitirin,” diyorum, “Yok” diye karşılık veriyor, “O kadar uzun boylu değil…”

Alevilerin yeni adresi HDP

CHP’den kalıcı ya da geçici kopuş sadece kentli, eğitimli tabanında gerçekleşmiyor, Aleviler de artık yüzünü HDP’ye dönüyor. İzmir’de Alevi nüfus oldukça yoğun; Tahtacılar, Çepniler, Arap Alevileri, Kızılbaşlar… Hangisini temsil eden birine denk gelirseniz gelin, HDP’den sempatiyle söz ediyor, çünkü kimliklerine vaat edilen eşit temsiliyet hakkını tam anlamıyla verecek parti olarak HDP’yi görüyor. AKP’nin ekonomik politikaları onları da sıkıştırıyor, onlar da yoksul, onlar da bir işleri olsa bile sosyal güvenceden yoksun, onlar da topraklarından olmuş, onlar da “İşçiler Kürtleşti, Kürtler işçileşti” rüzgarında sürükleniyor.

Bu yetmiyormuş gibi AKP’nin inançlarına gösterdiği saygısızlık giderek daha fazla canlarını yakıyor. HDP’nin sadece Sünnilere, o da iktidarın arzuladığı kadar ve arzuladığı şekilde dinin devletin tekelinden çıkarılacağı vaadi Alevileri heyecanlandırıyor. Mezheplerinin hak ettiği saygılı ve eşit davranışa HDP’yle kavuşacaklarına inanıyorlar.

CHP’nin Atatürkçülüğünden HDP’ye

HDP’nin ikinci bölgedeki adaylarından Hamdi Öztürk de bir Alevi. Emekli sağlık memuru, şimdilerde bir sünnet kliniği çalıştırıyor. Öztürk, Kemalist bir anlayışla büyüdüklerini, hatta uzun yıllar CHP’ye oy verdiğini söylüyor. 1978’de İzmir’e gelip de Tüm Sağlık Personeli Derneği’ne üye olunca Alevi kimliğinin devlet tarafından nasıl yok sayıldığının, CHP tarafından da nasıl kullanıldığının farkına varmış. Yine de CHP’de kalmayı, kimliği için bu partide mücadele vermeyi sürdürmüş, ama Kemalizm’den giderek uzaklaşmış. Öztürk’ün HDP’de olma nedeni ise devletin yok saydığı iki kimliğini, Aleviliğini ve sosyalistliğini görünür kılmak…

Bu satırları yazarken sokaktan AKP’nin giydirdiği -bu bir seçim jargonu olmalı, arabaların parti bayrakları, logo ve sloganlarla süslenmesine araba giydirmek deniliyor- arabalar geçiyor caddeden. İzmirlileri Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun mitingine çağırıyor. Herkesin ağızbirliği etmişçesine “Gördüğümüz en kalabalık, en coşkulu mitingdi.” dediği İzmirlilerin Demirtaş’la buluşmasından sonra işi oldukça zor. Peki, İzmir’in kadınları ve gençleri? Onları da yarın anlatalım.

Alevi dedesi: Kimlikler özgürleşiyor

Elbistanlı Süleyman Deprem bir Alevi dedesi. Onunla İzmir’de karşılaşmamıza bakmayın, aslında HDP’nin Maraş adayı. Bu yüzden de bir ayağı İzmir’de, diğeri Maraş’ta. Konuşması boyunca ısrarla Elbistanlı olduğunu vurguluyor, Maraş’ın başına kahraman yazılmasına da itiraz ediyor. Nedeni net, “Katliama, resmi tarihte adımızın geçmemesine, dinin devlet malzemesi olarak kullanılmasına bir tepki bu” diyor, “Kahramanmaraş demeyeceğim elbette, Maraş onlarca Kürdü, Alevi’yi katlettiği için mi kahraman oldu?”  Deprem sadece İzmir’de değil, Türkiye’nin her yerinde Alevilerin HDP’ye yakınlaştığını, HDP’yi daha sahici bulduklarını, HDP çatısı altında kimliklerini daha rahat ifade edebileceklerine inandıklarını söylüyor.

CHP tabusu yıkıldı

İzmir ikinci bölgenin birinci sıra adayı Pir Sultan Abdal Derneği’nin eski genel başkanı Müslüm Doğan. Alevi derneklerinde 25 yılı aşkın zamandır mücadele veren Doğan, Alevilerin İzmir’de oylarını sadece CHP’ye değil, AKP’ye de verdiklerini söylüyor. “Bugün bu yapı kırıldı, HDP öne çıktı,” diyor “çünkü Alevilerin Sivas katliamından bu yana verdikleri mücadelenin birikimin tüm sonuçlarını HDP üstlendi. İzmir’de sadece Aleviler, Kürtler değil, bütün aydın insanları AKP rejiminin gelecekleri üzerine kurduğu karanlığı HDP üzerinden kırmak, HDP aracılığıyla AKP iktidarını engellemek istiyorlar.”

http://www.ozgur-gundem.com

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün