Türkiyeden Haberler

“Demirel Öldü Çiller ve Ağar Hesap Vermeli”

Madımak Katliamı’nın üzerinden bugün tam 22 yıl geçti. Bugün yine binlerce yurttaş, 33 aydının ve 2 otel çalışanının katledildiği Madımak Oteli önünde, katliamda yaşamını yitirenleri anacak. Peki katliamın yaşandığı 1993 yılından günümüze adalet ve gerçek bir yüzleşme sağlandı mı? 22 yıldır Alevilerin “yüzleşme ve adalet” taleplerine kulak tıkandığını söyleyen siyasiler ve Alevi Örgütü temsilcileri, Sivas’ı yakan zihniyetin bugün Roboskî’de, Gezi’de, Irak’ta ve  Suriye’de kendini devam ettirdiğine vurgu yaptı.

DİĞER KATLİAM DAVALARININ KÖŞE TAŞI OLACAK 

Zeynep Altıok Akatlı (Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren  Şair Metin Altok’un kızı/CHP İzmir Milletvekili): Biz Meclise gelmeden önce Toplumsal Bellek Platformu olarak Meclise ziyaretlerde bulunmuş ve siyasi partilere toplumsal bazda öneriler getirmiştik. Bu öneriler sadece CHP ve HDP tarafından dikkate alınmış ve Meclise taşınmıştı. Katliamla ilgili verilen önerge AKP’nin oylarıyla 22 kez reddedilmişti. Bu süreçte Meclis dışındaydım. Şimdi ise Meclis içinde olarak hiçbir yol katedilememiş taleplerimizi Toplumsal Bellek Platformu adına ve tüm öldürülmüş insanlar adına yasalaşma sağlanana kadar takip etmekle yükümlüyüm. Taleplerimizi Meclis çatısı altında yılmadan yineleyeceğiz. Sivas Katliamı’nın gerçek sorumlularının bulunup yargılanması; zaman aşımına uğratılan bu davanın diğer davalara emsal teşkil etmesi ve zaman aşımının insanlık suçlarında uygulanmaması için mücadelemiz devam edecek. Bizler davanın devam etmesi kararlılığımızı sürdürürken sadece bu katliamla yüzleşilmesi için değil, başka Sivas’lar yaşanmasın diye mücadele ettik, ediyoruz. Ancak bugün Roboskî gibi, Gezi’de öldürülen çocuklarımız gibi yeni yaraları var ülkemizin. Bu dava, diğer katliam davaları için de bir köşe taşı olacaktır. Herkesin adalete kavuşması ve insan hakkından eşit faydalanması için koşulsuz çalışma sürdüreceğiz.

‘DEMİREL ÖLDÜ, ÇİLLER VE AĞAR HESAP VERMELİ’

Ali Kenanoğlu (HDP İstanbul Milletvekili): Bugün emek ve demokrasi güçleri, kitle örgütleri siyasi parti temsilcileri olarak Sivas’ta Madımak Otel önünde yapılacak anmada olacağız. Bu tür katliamlarda mutlaka sorumluların hesap vermesini sağlamak gerekir. Bu sorumlular sadece tetikçilerden ibaret değildir. Özellikle Sivas Katliamı gibi toplumda derin izler bırakan, dönüm noktaları oluşturan ve kitlesel yapılan katliamlar, devletin birtakım güçlerinin bilgisi dahilinde olan katliamlardır. Devletin izin vermediği hiçbir olay katliama dönüşmez. Devletin bilgisi, onayıyla onların gözü önünde gerçekleştirilen bir katliam söz konusu. Bu katliamın en baş sorumlusu Süleymen Demirel’di. Demirel öldü, ama o dönemin başbakanı Tansu Çiller ve onun ekibinden Mehmet Ağar hâlâ hayattalar ve mutlaka hesap vermek zorundalar. Tansu Çiller ve Mehmet Ağar bu katliamla ilgili mutlaka sanık sandalyesine oturmalıdır. Bugün AKP iktidarı da katilleri koruyup kollamakta, zaman aşımı kararlarını hayırlı bir olay olarak görmektedir. Bütün bu yaklaşımlarla birlikte baktığımızda yeni gelişecek bir siyasi ortamda barış, huzur, toplumsal mutabakat içerisinde yer alan bir ülke istiyorsak bu katliamlarla yüzleşmek zorundayız. Sivas Katliamı gibi tüm katliamların yeniden araştırılması, soruşturulması ve adil bir şekilde sonuçlanması; bütün sorumluların hesap vermesi gerekiyor.

‘HUKUK BUGÜN 12 EYLÜL’ÜN DAHA GERİSİNDE’

Ercan Geçmez (Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı): Katliamın hukuki sonucu olarak tam bir vahşet yaşanıyor. Türkiye bu katliamla yüzleşmediği gibi Türkiye halkı da bu katliamla yüzleşmek istemiyor. Asıl sorun bu. Hâlâ insanların öldürüldüğünü sorgulamak yerine ‘Niye oraya gittiler?’ gibi sorular soruluyor. Özellikle Türkiye medyasının bir kısmı utanç verici haberler yapmaya devam ediyor. İşin kötü tarafı Türkiye bu davalarda uluslararası mahkemelerde yargılanmasına rağmen Türkiye’yi yönetenler, milletvekilliği yapanlar bu davanın katillerine sahip çıkıyor. Mitinglerde bu katilleri kahraman ilan edip, alkışlıyorlar. Onun için Türkiye 12 Eylül’ün daha gerisinde bir hukuk anlayışıyla yönetiliyor.

2015 YILINDA TEHDİTLER HÂLÂ DEVAM EDİYOR

Doğan Demir (Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı): 1993 yılında yapılan katliamdan 2015 yılına gelene kadar çok büyük bir ilerleme yok. Türkiye 2015 yılında daha sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Yine Türkiye katliamlarla anılan ülke konumunda. Ortadoğu’da IŞİD’in yaptığı katliamların Türkiye’ye sıçrayabilmesi gibi bir durum görülüyor. Türkiye’de Alevilerle ilgili hiçbir zaman da tehlike bitmedi. Halen 2015 yılında insanlar tehdit ediliyor. fişlemeler, gözaltılar, ayrımcılık devam ediyor. 22 yıllık o ateş hiçbir zaman sönmedi. Maraş, Çorum, Gezi’ye kadar uzanan bu süreç her gün Aleviler için, halklar için tehlikeli bir etki yaparak devam ediyor.

‘ACILARIMIZI ORTAKLAŞTIRIP ORTAK DİL OLUŞTURMAK ÖNEMLİ’

Turgay Özkan (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yönetim Kurulu Üyesi): Alevilere yönelik baskılar hâlâ devam ediyor. Elazığ’da Alevilere ait evler işaretleniyor, Aleviler iş ararken bile ayrımcılığa uğruyor. Ancak bu katliamcı zihniyet sadece Alevilere yönelik bir hareket değil. Kendisinden olmayana zulmetmek gibi bir anlayış devam ediyor. Bu Kürtler, Ermeniler, Êzidîler, Romanlar için geçerli. Acıların tarafı olanların birlikte olması yönünde düşüncelerimiz var. Berkin’i, Ethem’i katledenlerdir 2 Temmuz’u yapanlar. Hiçbir acımızın ne diğerinden yüksek ne de diğerinden bağımsız olduğunu düşünüyoruz. Bunun çözümünü de birlikte bir mücadeleyle acıları ortaklaştırarak, ortaklaşmış acılarımızdan ortak bir dil oluşturarak elde edebileceğimizi görüyoruz.

KATLİAM IRAK’TA, SURİYE’DE DEVAM EDİYOR

Baki Düzgün (Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı): Almanya’da Solingen’de 5 tane insan yaktılar. Solingen’den sonra Almanlar her sene oraya giderek anma yapıyor. Bu anmada yerel yetkililer, halk, herkes var. Biz o sistemi yürütenleri burjuva anlamda beğenmesek de sonuçta kendini yenileme, utanç duyma söz konusu. Türkiye’de ‘93’ten bugüne baktığımızda ise yakanlarla ortak  düşünenler, onlarla ortak olanlar ya da sistemin kendisi ‘Bu bir utançtır’ deyip topluma örnek olması gerekiyordu. Aydınlık anlamda toplumu ileriye götüren, yeni katliamların yaşanmaması için mücadele eden bir yönetim anlayışı olmalıydı. Aynı zihniyet sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da, Irak’ta, Suriye’de de devam ediyor. Kadınların göğüsleri kesiliyor, insanların başları kesiliyor, kadın çocuk demeden vahşice katliamlar yapılıyor. İlerleme yerine bir konumlanma var. Türkiye hâlâ her an yeni katliamlara gebe.

www.evrensel.net

Benzer Haberler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün