Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul şubeleri, 24 saatlik açlık grevine başladı
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul şubeleri, “Savaşlar Olmasın, Çocuklar Ölmesin, Adalet İstiyoruz” sloganıyla yapacakları eylem ve açlık grevlerinin programını paylaştı. PSAKD şubelerinin, Kürt illerinde yaşanan çatışmalara ve ölümlere karşı ses yükseltmek için yapacakları açlık grevi 24 saat sürecek.
PSAKD İstanbul şubeleri adına Kadıköy Şube Başkanı Feti Bölükgiray’ın kaleme aldığı açıklamada “Savaşın ve şiddetin sorumlusu emperyalizm ve işbirlikçi AKP’dir. Savaş bitirilmelidir. Çözüm AKP zalimliğine karşı Türk ve Kürt emekçileri başta olmak üzere bütün ezilenlerin birlikte mücadelesindedir” denildi.
EYLEMLERİN PROGRAMI
PSAKD, açlık grevi ve eylemlerin programını da duyurdu:
8 OCAK Cuma günü saat 10:00’da Kadıköy (İçerenköy) PSAKD Şubesi’nde 24 saatlik açlık grevi.
9 OCAK Cumartesi günü saat 12:00’da Ataşehir PSAKD Şubesi’nde 24 saatlik açlık grevi.
9 OCAK Cumartesi günü saat 08:00’de Eyüp PSAKD Şubesi’nde 24 saatlik açlık grevi.
9 OCAK Cumartesi günü saat 12:00 da Sarıyer PSAKD Şubesi’nde Dilek doğan için kurulan adalet çadırında 24 saatlik açlık grevi.
İstanbul’daki diğer şubelerimiz, açlık grevleri yapılan şubelere destek verecektir.
10 OCAK Pazar günü saat 15:00’te, Kadıköy Mehmet Ayvalıtaş Parkı’nda toplanıp iskele meydanına kitlesel yürüyüş ve basın açıklaması yapılması.
‘ADALET İÇİN SES YÜKSELTİYORUZ’
PSAKD İstanbul şubelerinin “Savaşlar Olmasın, Çocuklar Ölmesin. Adalet İstiyoruz!” başlıklı açıklaması şöyle:
“Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul’da ve şimdi de Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkâri başta olmak üzere birçok il ve ilçede yaşanan katliamlarda onlarca yüzlerce canımızın katledildiği günlerde adalet için sesimizi yükseltmek zorunlu olduğumuz için açlık grevindeyiz.
Biz diyoruz ki; halkımızı katliamlarla sindirmeye çalışıyorlar. Halkımız ekmeğine, vatanına, değerlerine sahip çıksın istemiyorlar. Adalet de ekmek kadar önemli bir değerimizdir. Değerlerimiz için açlık grevindeyiz.
7 Haziran seçimlerinden bu yana yaklaşık 6 aydır devam eden savaş ortamının geride bıraktığı acılar ve travmalar tarif edilemez. Savaşın gelmiş olduğu boyut o kadar acı bir hal aldı ki her geçen gün daha da çirkinleşmeye ve ahlaksızlaşmaya devam ediyor.
Katliamlar; 4 aylık bebekten, 70 yaşında bir dedeye, cenazesi derin dondurucuda saklananlardan cenazesi dondurucu soğukta 7 gün boyunca sokaktan alınamayan anaya, barış savunucusu bir avukattan polis aracının arkasında sürüklenerek cesedi parçalanan gençlere ve daha birçok sivil yurttaşımıza kadar varan bir boyuta ulaştı.
Alevilerin onlarca yıldır devam eden hak mücadelesine kayıtsız kalınması, bu mücadeleyi veren canlarımıza karşı açılan davalar, yapılan saldırılar, gözaltı ve tutuklamalar hukuksuzluğun ve adaletsizliğin boyutunu gözler önüne sermeye yetiyor. Ülkemizde bunca adaletsizlik ve hukuksuzluğun hüküm sürmesi yetmiyormuş gibi bir de her gün Diyanet İşleri Başkanının yeni bir fetvasıyla uyanıyor olmamız ülkemizin toplumsal ve siyasal olarak nasıl bir karanlığa ve gericiliğe sürüklendiğinin bir kanıtı. Yaşanan katliamlara karşı tek bir kelime etmeyen Diyanet Başkanının mesele Aleviler olunca fetva üzerine fetva yayınlaması nasıl bir zihniyete hizmet ettiğini göstermekte.
Günahsız çocuklar öldürülüyorken, cenazelerimiz günlerce sokak ortasında kalıyorken, çocuğunu hastaneye götürmek için dışarı çıkan insanlar keskin nişancılar tarafından vuruluyorken üç maymunu oynayan Diyanet, cem evlerinin kırmızı çizgisi olduğunu, Müslüman olmayanla evlenilmeyeceğini, nişanlıların evlilikten önce baş başa kalamayacağını fetva etmekte.
AKP’nin Alevilere ve Kürtlere yönelik söylem ve eylemleri halklarımızı düşmanlaştıran ve ülkemizi etnik ve inançsal çatışma ortamına sürüklemektedir ki bunun sonucu ülkemizin parçalanmasıdır. AKP ve emperyalizm ülkemizi parçalama noktasında işbirliği yapmaya devam etmektedirler bu durum kabul edilemez.
Yaşanan bütün bu gelişmeler Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da bataklığa sürüklenen ve ülkemizi de karanlığa çekmeye çalışan AKP iktidarının ırkçı ve mezhepçi politikalarının bir sonucudur.
Ortadoğu’da, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin başını çektiği Sünni bir blok kurmaya çalışanlar, IŞİD çetelerinin bölgede geriletilmesinin intikamını, Suudiler Şii lideri asmakla AKP ise Aleviler ve Kürtler başta olmak üzere toplumun muhalif ve direnen kesimlerinin üzerindeki şiddet ve baskıyı artırarak almaya çalışıyorlar.
Yaşananlar ve yaşanacaklar hepimizi kaygılandırmakla birlikte uyanık olmamız ve birlikte mücadelenin zeminini daha fazla aramamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Biz Aleviler; yüzlerce yıldır savunduğumuz değerleri faşizme karşı halkların kardeşliğini, savaşa karşı barışı, emperyalizme karşı birlikte mücadeleyi, gericiliğe karşı aydınlanmayı, laikliği ve eşit yurttaşlık hakkını savunmaya devam edeceğiz.
Evet, biz Aleviler eşit yurttaşlık istiyoruz. Dünden bugüne haklı taleplerimizin bir tek cümle ile ifade edilmesini içeren eşit yurttaşlık talebinin özü Alevilerle Sünnilerin; Kürtlerle Türklerin eşitliğidir. Ülkemizin temel meselelerinin çözümünün eşit yurttaşlık bilincinden geçtiğini kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.
Emperyalizmin ve AKP’nin gerek IŞİD gibi çetelerle, gerek Diyanet gibi kurumlarla gerek yandaş medyası aracılığı ile bölgede yürüttüğü ırkçı ve mezhepçi savaş politikalarına karşı Türkiye’nin hemen her yerinde ‘Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin. Adalet istiyoruz’ şiarıyla başlatmış olduğumuz açlık grevleri ile ezilen yok edilmeye çalışılan Kürt halkının direnişini selamlıyor ve savaşın bir an önce durması için gerekli adımların atılmasını talep ediyoruz. Savaşın ve şiddetin sorumlusu emperyalizm ve işbirlikçi AKP’dir. Savaş bitirilmelidir. Çözüm AKP zalimliğine karşı Türk ve Kürt emekçileri başta olmak üzere bütün ezilenlerin birlikte mücadelesindedir.”
http://haber.sol.org.tr/
