Türkiyeden Haberler

Alevi Katliamları’nın Sorumlusu Fetih Ordusu’nun Silahları ABD’den

Rusya’nın Fetih Ordusu’na yönelik hava operasyonu, bahar aylarından beri Suriye’de Alevi katliamları gerçekleştiren Fetih Ordusu’nun ve El Nusra’nın para ve silah kaynağının Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD olduğunun ABD’nin “saygın” basın organlarının dilinden ortaya serilmesine neden oldu

Rusya’nın, Suriye’de başlattığı hava operasyonlarının ikinci günü, ABD, Avrupalı ortakları, Körfez Monarşileri, İsrail, Ürdün ve Türkiye’nin, Suriye’deki savaşta yıllardır desteklemekte oldukları güçlerin niteliğinin açık bir biçimde gözler önüne serilmesine yol açtı.

New York Times’ın haberine göre (Russia Carries Out Airstrikes in Syria for 2nd Day, Oct 1), geçtiğimiz aylarda Suriye’nin kuzeybatısında ciddi askeri başarılar elde eden ve Esad yönetiminin çok güçlü olduğu Lazkiye’ye karşı en keskin tehdit haline gelen Fetih Ordusu, Rusya’nın ikinci gün düzenlediği hava operasyonlarının hedefleri arasındaymış.

Habere göre, Rusya’nın hava operasyonları Esad rejimine ancak bir miktar zaman kazandırabilirmiş, rejimin ülke üzerinde yeniden hakimiyet kurma şansı hiç yokmuş ve bu hava operasyonları ölümcül savaşın uzamasına ve daha da büyümesine yol açacakmış.

Rusya’nın hava operasyonları savaşı neden mi daha da uzatıp büyütecekmiş?

New York Times’a göre, bu durumda “ABD müttefikleri Türkiye ve Suudi Arabistan savaşa çok daha fazla materyal akıtacak”mış.

Habere göre, Fetih Ordusu ile birlikte savaşan gruplar göreceli olarak “ılımlı isyancılar” imiş ve bunların bazıları ABD tarafından eğitilip, gelişmiş ABD silahları ile donatılmış ve bunlara ABD yapımı gelişmiş anti-tank füzeleri verilmiş.

Ancak, Fetih Ordusu’nun kendisi, ABD’nin Suriye politikasının çelişkili karakterini somutlaştıran bir unsurmuş. Çünkü, ABD’nin fonlayıp silahlandırdığı bu gruplar, ABD’nin “terörist örgüt” olarak listeye aldığı El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra ile birlikte savaşıyorlarmış. Ve ABD’lilere de, Esad’ı devirmek için El Nusra ile birlikte savaşmaktan başka bir şans yok diyorlarmış. ABD ise bu unsurlara verdiği silahların son adresinin El Nusra olması nedeniyle, silah arzı konusunda kimi kararsızlıklar yaşıyormuş.

Yani bahar aylarında saldırıya geçen Fetih Ordusu adlı mezhepçi cinayet şebekesinin fonlayıcısı ve silah tedarikçisi sadece Türkiye ve Suudi Arabistan değilmiş, ABD de doğrudan fon ve silah sağlıyormuş; ama o bunu “ılımlı muhalifler”i aracılığıyla yapıyormuş…

New York Times’ın haberinde verilen bilgiler, Washington Post’un “Russia defends Syrian airstrikes as claims mount of blows to U.S.-backed rebels, October 1” adlı haberinde de kimi küçük farklılıklarla yer almaktadır.

Rusya’nın Fetih Ordusu’na yönelik hava operasyonu, bahar aylarından beri Suriye’de Alevi katliamları gerçekleştiren Fetih Ordusu’nun ve El Nusra’nın para ve silah kaynağının Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD olduğunun ABD’nin “saygın” basın organlarının dilinden ortaya serilmesine neden oldu.

Rusya’nın, tıpkı ABD ve Fransa gibi “IŞİD tehdidi”ni kullanarak Suriye’de askeri ve politik varlığını arttırma ve güçlendirme yoluna girmesi; kısa bir zaman diliminde, Suriye’de yıllardır sürdürülen örtülü savaşın taraflarını çıplak bir biçimde gözler önüne serdi. ABD, İngiliz, İsrail, Türkiye basını tam gaz propagandaya başladı.

Birleşmiş Milletler kürsüsü adeta hesaplaşma alanına döndü. Netanyahu daha önce apar topar Moskova’ya uçtu. İsrail basınında, “Putin İsrail Uçaklarının Suriye üstündeki kanatlarını kırıyor” başlıklı haber yorumlar yer almaya başladı.

Economist, “Esad’ın Alevi diktatörlüğünü arkalayan Putin, daha çok kan akmasına neden olacak” diyordu. Economist derin bir tahlil yapıyor, IŞİD’in Suriye’de doğuşunun ve gelişiminin nedeninin, Esad’ın Alevi diktatörlüğü karşısında Sünni halkın yaşadığı yabancılaşma duygusu olduğunu belirtiyordu. Bu nedenle de, Rusya’nın müdahalesi sadece daha çok kan akmasına neden olacaktı.

Batılı emperyalistler ve bölgesel ortaklarının, mezhep farklılığını cihatçı çeteleri kullanarak bir savaşın yakıtına nasıl dönüştürdükleri son gelişmelerle birlikte daha da berraklaştı. Cihatçı çeteler eliyle dökülen kanın, yaşanan devasa yıkımın Ortadoğu’nun “yeniden yapılandırılması” projesinin bir unsuru olduğu ayan beyan ortaya çıktı.

“IŞİD tehdidi” ile savaştığını iddia eden ABD, bir taraftan Suriye ve Irak’ı bombalarken bir taraftan da Suriye’de “yeni IŞİD”lere fon ve silah sağlıyormuş; çünkü Esad’ı düşürmek için sadece bu şans varmış. Acaba şimdi binlerce TIR dolusu silah ve mühimmatı Suriye’deki “yabancılaşmış öfkeli Sünnilere” yollayan Tayyip Erdoğan’ın yıllardır her şey ayan beyan ortadayken böylesine rahat dolaşmasının nedeni anlaşılmış mıdır?

Cenk Ağcabay / SENDİKA.ORG

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün