Türkiyeden Haberler

Dersim özrü ve şimdiki AKP’nin eski CHP zihniyeti

Her yıl bu tarihlerde herkes hatırlar Dersim’i, Dersim isyanını, Dersim katliamını. Herkes bir parça Seyid Rıza olur, bir parça isyankâr olur ve ölür darağacında. Herkes giymek ister o ateşten gömleği. Ama kimsenin yüreği cesaret edemez buna. Haktan, hukuktan, adaletten yana isyan etmek, her yiğidin harcı olmasa gerek. Yoksa bu ülke şimdi bu halde olur muydu?

O zamanlar CHP vardı. Katliamın baş mimarı. Ve Atatürk. Bazıları Atatürk’ü aklamak istiyor bu katliamdan. Ama önce ortadan birçok belgeyi silmeleri gerektiğini unutmuşlar sanırım. Bir de “Eğer Atatürk yetişseydi Seyid Rıza’yı kurtaracaktı” gibi içi boş kuyruklu yalanlar üreterek halkı kandırmaya çalıştılar.

Atatürk bizzat kendi verdi emri.

Bunu kabullenelim artık. Evet, kendi verdiği emirden sonra Seyid Rıza ve arkadaşlarını kurtarmaya mı koştu diye sormazlar mı adama? Bu ne kadar saçma bir mantık. Yahu her kimse bu yalan üreticileriniz, gerçekten en az, en çok aptal olan kadar aptallar.
Şimdi size sırasıyla Atatürk ve Seyid Rıza hakkında birkaç belge sunacağım:
– Oysa biz biliyoruz ki Dersim Katliamının emrini veren, Dersim Harekâtını bizzat yöneten Mustafa Kemal’in ta kendisidir.1934 İskân Kanunu, 1935 Tunç-eli Kanunu ve 4 Mayıs 1937 tarihli Tunceli Tenkil Harekatına Dair Bakanlar Kurulu Kararı bizzat Mustafa Kemal’in emriyle çıkarılmıştır. Bu karar ve kanunların altında Mustafa Kemal’in imzası vardır.
– 4 Mayıs 1937 günü Dersim’in kaderini belirleyen bakanlar kurulu toplantısına Atatürk başkanlık etmiştir.
– Askeri planlar bizzat M.Kemal tarafından çizilmiştir.(yanlış hatırlamıyorsam Trabzon’da bir müzede buna dair belgeler var.)
– Atatürk yetişmeye çalışıyordu lafı yalandır. Atatürk, idamlar gerçekleştiği saatlerde Elazığ’daydı. Ayrıca idam saatlerini günler öncesinden biliyordu.

13 bin insan öldü deniliyor. Yapılan araştırmalara göre yaklaşık 70 bin insan hayatını kaybetti. Nüfus sayımı 60 bin demesin kimse, neyin nüfusu, neyin sayımı? Bu ülkenin Kürtlere çok borcu var.

Bu konuda İhsan Sabri Çağlayangil röportajında, tam bir düzmece söz konusu. Atatürk yetişseydi düzmeceleri de buradan işte. Bu röportajı en iyi kim biliyor dersiniz? Kemal Kılıçdaroğlu.
Bu düzmeceyi Ergenekon sanığı Soner Yalçına teslim eden de bizzat kendisi olmuş. Böyle diyor Nevzat Çiçek.

Bu katliam hakkında o kadar belge ve konu var ki, insan hangisini araştırsın hangisine değinsin karar veremiyor bir türlü. Ama bariz olan:

DERSİM KATLİAMININ SORUMLUSU CHP VE ATATÜRK’TÜR.

Şimdilerde de bir özür furyasıdır almış başını gidiyor. Bunu en iyi yapan ise AKP. Siyasette sıkıştığı anda, gündemi değiştirmek istediği sırada hemen bir katliam bulurlar ve özür dilerler. Ee malum, bizde katliam çok. Sonra bir de bakmışız gündem değişmiş. (yandaş medyanın hakkını da yememek lazım.

Peki CHP bunun altında kalır mı? Tabi ki hayır. O da son dönemlerde AKP’ye, AKP taktiğiyle saldırmaya başladı. Tutar mı? Tutmaz. Nede? Çünkü şimdiki Dersimli eski Dersimli değil artık. Hepsi bilinçlendi, kültürlendi. Artık çocuklarını, katillerinin adlarıyla yaşatmıyorlar. Eskiden olsa her üç çocuktan birinin adı Mustafa Kemal’di. Ya da ya Mustafa, ya Kemal’di. Ama şimdi? Şimdi yok denecek kadar az böyle şeyler. Nesil gençleştikçe durumlar değişiyor. Yeni nesli kandırmak artık çok zor. Oysa tarihten beri hep kandırıldı Kürt’ler. Rus işgalinde kandırıldığı gibi Seyid Rıza. Verilen sözler yerine kuru bir madalya. Yine kandırmıştı Atatürk. Kurtuluş savaşı öncesi ve sonrası gibi Kürt’leri.

Bunlar hepsi ayrı ayrı kocaman birer konu. Ayrıca ele almak gerekecek.

Sezgin Tanrıkulu özür diledi ama arkası bomboş bu özrün. AKP özründen bir farkları yok. Hala kullanıyorlar Dersim’i, Dersimlileri. Tek bir somut adım yok. Bu konuda en somut adımlar her zaman HDP tarafından atıldı. Olayın resmileştirilmesi için, kaç defa meclise taşıdılar bu konuyu. Ama genel itibariyle hep yalnız kaldı. Çünkü Kürt’lerdi ve Kürt’lerin katledildiklerini ispatlamaya çalışıyorlardı.

Şimdi bazıları Sezgin Tanrıkulu da Kürt diyecek. Evet, Kürt. Hatta sonrasında ben Kürt değilim, Oğuzların Bozok kolundanım diyen Kemal Kılıçdaroğlu da Kürt. Hatta sağlam bir Zaza Kürt’ü. Ve de Alevi. Ama ne fayda? Kürt sorununun çözümü konusundaki fikirlerini hala birilerinin güdümünden kurtarabilmiş değiller. Tanrıkulu “biz PKK’yi muhatap almayız” diyor. Alma, sen bilirisin ama orda da kalırsın işte. Hüseyin Aygün’le birlikte. Biraz olsa vicdanınızla ve kendinizce, Kürtçe düşünün. Tek isteğim bu sizden.

Eskinin CHP’si, AKP’ye gelince. Hiçbir şey söylemek istemiyorum. Her şey gözler önünde aslında. Görmemek için ya kör ya da aptal olmak lazım. Van depremindeki tutumları, Roboski katliamı, Kobani ve Rojava tutumları, IŞİD’e yardımları, çuval dolusu paraları, ak sarayları, aç halk, açlık sınırı ve asgari ücret tutarsızlığı, seçimlerdeki oy hırsızlığı ve bunun dış politikaya yansımasıyla birlikte ülke itibarının zedelenmesi, ekonomi ve demokrasinin durumu, dış borçlar, devlet baskısı, bakara makaralar, kendi kendimizi bombalamalar, Işid’e silah dolusu tırlar, tanklar, polis zulmü-işkencesi-katli  .. sürer gider bu böyle.

Bir gün de biri çıkacak ve AKP için özür dileyecek ileriki tarihlerde. Ama eminim o da AKP’den farksız olmayacak o zaman.
Yaşanılanlara ve yaşatılanlara şöyle bir baktığımızda; şimdiki AKP’nin, eski CHP’den hiç mi hiç farkı yok.
Bu içi boş özürler boşuna, boşuna olacak içi boş özürler.

http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/dersim-ozru-ve-simdiki-akpnin-eski-chp-zihniyeti-79591

Benzer Haberler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün