Anadolu’nun Rengi Soldu,Fikret OTYAM Hakka Yürümüştür
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan ressam, gazeteci- yazar Fikret Otyam, kurtarılamadı.
Antalya’daki özel bir sağlık merkezinde 26 Ocak 2015 tarihinde girdiği diyaliz sırasında fenalaşan, mide kanaması geçirince Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Fikret Otyam, son olarak Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Otyam’ın dün saat 23.45’te yaşama veda ettiği açıklandı.
ANADOLU’NUN RENGİ SOLDU
Fikret Otyam on yılları aşan etkin fotoğraf uğraşısında, toplumsal belgeci fotoğraf anlayışının öncüsü oldu. Göçebe Beritan Aşireti’nin yerleştirilmesine katkılar sağlayan araştırma ve haberleriyle bu tür sorunlara dikkat çeken Otyam, Ahmed Arif’in deyişiyle “objektifi yüreğine takan adam”dı.
Otyam için yarın 17.00’de Antalya Cemevi’nde bir tören düzenlenecek. Ardından sanatçının cenazesi Salı günü Ankara Çankaya Belediye Kültür Merkezi’ne taşınacak. Burada 12.30’da başlayacak törenin ardından aynı gün Nevşehir Hacıbektaş Veli’de toprağa verilecek.
‘BEN BARIŞTAN YANAYIM İŞTE O KADAR’
“Sait Faik’in dediği gibi sevgisiz hiçbir şey olmaz. İlla sevgi… bir insan sevgiiyi yitirdi mi o gitsin! Zorundayız birlikte, beraberce ne olursa olsun kardeş gibi yaşamaya. Savaşlar oluyor, savaş var ama barış diye de bir şey var. Ben sonuncusundan yanayım. İşte o kadar…” diyerek bitirir bir röportajını Otyam. Bugün barışın sesini yükselten aydın ve sanatçıların ustasıydı Otyam.
Türkiye’de fotoğraf sanatının yaygınlaşması, etkinleşmesi doğrultusunda çalışmaları ile anılmaya değer fotoğrafçılarımız arasında Fikret Otyam’ın farklı bir konumu vardır. Otyam, gazeteci, röportaj yazarı kimliklerinin yanısıra, Anadolu insanının sorunlarını fotoğrafları ile aktarmış; Jacop A. Riis, Lewis Hine ile başlayıp, Roman Visniac, Paul Strand, Eugene Smith ile doruğuna ulaşan toplumsal belgeci fotoğraf anlayışının Türkiye’deki kilometre taşlarından biri olarak görsel tarihe adını yazdırmakla kalmayıp, dünya fotoğraf tarihinde eşine az rastlanır bir hümanizmanın örneği olmuştur. Ahmed Arif’in deyişiyle, “objektifi yüreğine takan adam” Otyam, Anadolu insanının sorunlarını aktarma, toplumsal bilinç yaratma, kısaca “insanı insana anlatma” işlevinin yanısıra, bu sorunların aşılmasında somut adımların atılmasını da sağlamıştır. 1950’li yılların başından 1970’lerin sonuna değin uzanan 30 yılı aşkın etkin fotoğraf uğraşısında, Göçebe Beritan Aşireti’nin yerleştirilmesine katkılar sağlayıp sağlık, eğitim, susuzluk, kuraklık, toprak mülkiyetindeki düzensizlik, istihdam gibi sorunlara dikkat çeken Otyam’ın tüm bu sorunların yanısıra, genç kuşakların da aynı bilinçle fotoğraf örnekleri verme yolundaki çabalarına ışık tutarak toplumsal belgeci fotoğraf anlayışının ülkemizde kurumlaşması yolundaki çabaları öncü olmuştur.
Aksaray’da 19 Aralık 1926 tarihinde dünyaya gelen Fikret Otyam’ın babası önceleri asker daha sonraları da eczacı olan Vasıf Efendi annesi ise Naciye Hanım’dır. Babası Vasıf Bey Yemen de ve Anadolu’nun kurtuluş yıllarında askerlik yapmış Konya ikinci ordudan emekli olduktan sonra eczacılık yapmaya başlamıştır. Sanatçı, kardeşleri de kendisi gibi sanatçı olan bir aileden gelmektedir. Ünlü besteci ve orkestra şefi Nedim Vasıf Otyam ile Nusret Kemal Otyam’ın kardeşidir.
Otyam gazeteciliğe 1950 yılında Bab-ı Ali’ye adım atarak Cihad Baban ve Ziyyad Ebuziya’nın Son Saat gazetesinde başlar. 1953 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Orta Resim Bölümü’nde mezun olmuştur. 1953 yılı onun için oldukça mühim bir yıldır. Aynı yıl evlenmiş ve bir yıl sonra da kızı Elvan dünyaya gelmiştir. Aynı yıl İlk kez Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu gezmiş Cumhuriyet gazetesinden Yaşar Kemal ile röportaja çıkmıştır.
HALKIMI O YAŞLARDA ECZANEDE TANIDIM
“Son Saat” gazetesinde başladığı gazeteciliğini Dünya ve Ulus Gazetelerinde devam ettirmiş daha sonra Cumhuriyet Gazetesi’nde sürdürmüş uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır. Bu yıllarda Abdi İpekçi cinayeti ortaya çıkar. Bu olay onun meslek hayatını da etkileyecektir. Abdi İpekçi cinayetinden kendi hayatının da tehlikede olduğunun fark edilmesi sonrasında emekli olmaya karar verir. Antalya’nın Gazipaşa ilçesi Serinus Kalesi altında, Deliçay yanında, bir yer bulmuştur. Emekli olduktan sonra resme ağırlık vermiş kitaplarının basımı ile uğraşmıştır. Fikret Otyam, çocukluk yıllarında ailesinin Niğde-Aksaray’daki eczanesinde Anadolu insanlarının hikayelerini dinlemeye başlamıştı. Bir röportajında bu konudan şöyle bahsetmektedir; “Halkımı o yaşlarda eczanede tanıdım. İnanılmaz bir fakirlik vardı. İkinci Dünya Savaşı yılları daha felaketti. Sıtma, uyuz, trahom halkı kırıp geçiriyordu. Dürüstlüğü, insan sevgisini babamdan öğrendim.”
DÜNYADA ÜÇ TANE GÜZEL GÖZ VARDIR
Resim Otyam’ın ilk tutkusudur. Tuvallerinde de tıpkı fotoğraf ve röportajlarında olduğu gibi Anadolu insanını resmetti. Fotoğrafla yakaladığı ayrıntılar ve ifadeler resimlerinde yine ifadeci bir anlayışla ortaya çıktı. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun resim öğretileri, Anadolu-Batı sentezi aktarımları onun fotoğraflarında lekeci üslupta, resimlerinde benzer bir anlayışla insan duyarlılığı ve Fikret Otyam’ın kişiliği ile birleşmiştir. Resimlerinde Anadolu motiflerinin sık sık kullanılıyor olması hocası Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ndan aldığı eğitim ve sanat anlayışı sebebiyle olmalıdır. Resimlerinde keçi ve başı örtülü Anadolu kadınlarını figür olarak sık sık kullanmaktadır. Anadolu’yu, insanlarını, hayvanlarını, bitkilerini ve mahalli unsurları işlemeyi seven bir ressam olarak dikkat çeker. Resimlerinde göz figürleri üzerinde özellikle durmuş gözleri iri ve dikkat çekici olarak betimlemiştir. Fikret Otyam’a göre “ dünyada üç tane güzel göz vardır. Birincisi; doğu Anadolu kadını gözü, ikincisi; eşek sıpası gözü ve üçüncüsü; ceylan gözü.” Ressam iri gözlü Anadolu kadınlarının resimlerini yapmış, gözleri iri olarak betimlerken burunları ve ağızlarını küçük olarak betimlemeye gayret etmiştir.
Onun resimlerinde Türk geleneksel sanatı ürünlerinden camaltı resimlerinin “masal/sahiciliği” vardır. Sanatçının akademik resim öğrenimi, renklerinde, konularında ve naif anlatımında bağlandığı geleneğin bir göstergesidir. Anadolu’nun çeşitli yerleri, dağlar, kar altındaki köyler, genç kadınlar, onların rengârenk kıyafet ve başlıkları, soru sorar gibi izleyene kocaman bakan gözleri, dağ keçileri, Harran Ovası, Fikret Otyam’ın en çok işlediği konulardır.
TGC: ANADOLU’NUN USTA KALEMİ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Antalya’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren ressam, gazeteci ve yazar Fikret Otyam’ın (89) ailesine başsağlığı mesajı yayınladı. TGC’den yayınlanan mesajda, “Üyemiz Elvan Baransel’in babası, gazeteciliğin önde isimlerinden ressam ve yazar Fikret Otyam’ı kaybettik. Anadolu’nun yaşamını, usta kalemi, resimleri ve desenleri ile topluma ulaştıran Fikret Otyam’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz.” ifadelerine yer verildi.
HDP’DEN BAŞSAĞLIĞI
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Fikret Otyam için başsağplığı mesajı yayınlandı; “Gazeteciliğin 55 yıllık; resim, fotoğraf ve şiirin ömür boyu emekçisi olan, Anadolu halklarını fırçasıyla tablolarında bir araya getiren değerli Fikret Otyam’ın bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duyduk.
Kültür ve sanat dünyamızda boşluğu doldurulamaz bir değerin kaybı hepimiz için acı olmuştur.
Ailesine, yakınlarına, dostlarına ve tüm halklarımıza başsağlığı dileriz.”
OTYAM’IN ESERLERİ
Kitapları; Ha Bu Diyar, Dost yayınları, Gide Gide, Dost yayınları, Uy Babo (1962), Dost yayınları, Hu Dost, 40 Yıl Önce 40 Yıl Sonra, Kara Sevdam Anadolum, Mayınlar Çiçek Açmaz, Mayınlı Topraklar Üzerinde, Kanlı Gömlekler, Adı Yemendir, Harran Koçaklaması, Can Arkadaş, Ceylanlar Suya İndi, Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları, Pavli Kardeş, Ağlama Anam Şu Bizim Gazipaşa, İsmet Paşalı Yıllar, Can Pazarı, Mutlu Olmak, Silivri 5. Ordu 1. Kitap
Fotoğraf ve resim sergileri; 1964 – 1974 Gide Gide Serileri, 1979 Eğer Bizi Sual Eden Olursa, 1983 Dünya Güzel Olmalı, 1997 Otyam’ın Objektifinden, Filiz Otyam ve İbrahim Demirel ile karma sergi, 1947 – 1953 “Onlar Grubu” ile sergileri, 1976 Memleketimden İnsan Manzaraları, 1978 İnsan Manzaraları, 1987 – 1997 Filiz Otyam ile ortak yurt içi ve yurt dışı resim ve dokuma sergileri
FİKRET OTYAM, İZLERİN EN RENKLİSİNİ BIRAKTI
Şeyhmus Diken: “Gide gide…” Fikret Otyam da yolun sonuna ulaştı. Ruhu şad olsun.
Özcan Yüksek: Fikret Otyam Yaşar Kemal, Anadolu söyleşileriyle yolumuzu gösteren bilgeler. Onların Anadolu romantizmi haklı çıktı. Anadolu direniyor.
Irmak Zileli: Fikret Otyam sislerin ardında.Geride güzel gözlü eşekleri, kızları, keçileri. Boşluğunu doldurmak için ne gelir elden?
Vildan Atasever: 1950’den beri Anadolu insanını yazan ve resmeden #FikretOtyam’ı kaybettik. Mekanı cennet olsun.
Can Dündar: Bir büyük sanatçıyı, bir yılmaz savaşçıyı #FikretOtyam’ı kaybettik.
Sevenlerinin, halkının, hepimizin başı sağolsun.
Zerrin Tekindor: #FikretOtyam nur içinde yatsın. Onunla daha duyarli, daha dik başlı, daha akıllı, daha zibidi olduk. Daha ne yapsaydı?
Ceylan Ertem: Ah bu gözler, gözümüzün içine bakan, kalbimize işleyen #FikretOtyam
Ahmet Ümit: Yaşamak marifet değil, herkes yaşar. Önemli olan yaşarken güzel bir iz bırakmak. Fikret Otyam, izlerin en renklisini bıraktı. #FikretOtyam
Bejan Matur: O büyük dağın eteğinde/ bir şahmaran oturuyor/ O büyük dağın eteğinde
ölüm doymuyor! #FikretOtyam
Hamdi Alkan: #FikretOtyam “Anadolu’yu siyah gözlerle, tuvale nakşeden büyük bir usta idi… Mekanı cennet olsun.
http://www.evrensel.net/