Hatemi: Çözüm için Tekke ve Zaviye Kanunu değişmeli

Türkiye’nin önde gelen Medeni Hukuk Profesörlerinden Hüseyin Hatemi, “Alevi sorununa çözüm bulunmak isteniyorsa Tekke ve Zaviyeler Kanunu mutlaka değiştirilmeli.” dedi.
Sabah Gazetesi’ne konuşan Hüseyin Hatemi, Alevi Meselesi konusunda, “Kalıcı çözüm için ne yapılmalı?” sorusu üzerine, “Bir kere sünniler sağlama bağlanmalı. Sünniler de dış etkenlere tamamen açık, başsız bir hale getirilmemeli. Şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı devam ediyor. Cumhuriyet rejimi bile “ben laik devletim Diyanet’i kaldırıyorum” demedi. Şeyhülislamlığı tamamen kaldırıyorum demedi, Diyanet İşleri Başkanlığı’na çeviriyorum dedi. Bence Diyanet özerk bir kamu tüzel kişiliği haline getirilmeli.” dedi.
ALEVİLERİN DİN HİZMETİ STK’LARA BIRAKILMALI
“Peki Aleviler nasıl temsil edilecek?” şeklindeki bir başka soruya ise Hatemi şöyle cevap verdi: Ben daha önceleri Diyanet bünyesinde Şii bir Başkan Yardımcısı olması gerektiğini ve Alevilerin de isterlerse burada temsil edilmesi gerektiğini düşünüyordum. Ama şimdi bu görüşte değilim. Peki ne olması gerekiyor? Alevilerden Diyanet vergisi alınmamalı. Aleviler kamu yararına tüzel kişilikler olarak kabul edilmeli. Cemevlerini kurmak istiyorlarsa ve buna ibadethane diyorlarsa istedikleri gibi örgütlenebilmeliler. Bunların yönetimi Alevi sivil toplum kuruluşlarına verilmeli.
Cemevlerinin menşeine bakarsak buralar dergahtır, tarikattır. Ama Tekke ve Zaviyeler Kanunu nedeniyle buralar yasal görünmüyor. Ama devlet Sünni ve Alevi dergahlarına göz yumdu. Mesela Karagümrük’teki Cerrahi Tekkesi Cumhuriyet tarihi boyunca hiç kapanmadı, tasavvuf musiki derneği ismi altında darbe dönemlerinde bile açık tutuldu. Alevi cemevlerine ve dergahlarına da göz yumuldu. Ama artık yasal bir zemine oturtulmalı. Alevi sorununa çözüm bulunmak isteniyorsa Tekke ve Zaviyeler Kanunu mutlaka değiştirilmeli.
SÜNNİLERDEN VE ALEVİLERDEN ÇÖZÜM İSTEMEYENLER VAR
Hatemi, “Bazı sünni radikal çevrelerde Alevilik açılımına karşı bir direnç olduğunu görüyoruz. Alevi toplumunun içinde çözüm istemeyenler var mı?” şeklindeki bir başka üzerine ise şunu söyledi: Alevilik Hıristiyanlığın devamıdır, Bektaşilik Hıristiyanlığın devamıdır diyenler çıktı. Bir de çok esef verici bir şekilde “Alevilik Ali’den de Ehli Beyt’ten de savaşçı Araplardan da kurtarılmalıdır, Kerbela iki barbar Arap kabilesinin savaşıdır” diyenler var. Çok şükür Alevi toplumunun büyük çoğunluğu bu etki altında değil. Sırf menfaat elde etmek için çalışanlar. Bir toplantıda başka, diğer toplantı da başka konuşanlar var. Sünnilerde de görüyoruz. Bir toplantıda Pir Sultan Abdal gibi, başka bir toplantıda Hızır Paşa gibi konuşuyor.
sabah.com.tr