“Din Dersleri Vicdan Özgürlüğünü İhlal Ediyor”
Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Malatya Şubesi dün zorunlu din dersleri uygulamasının kaldırılması talebi ile her hafta gerçekleştirdikleri oturma eyleminin 6.sını yaptı. Emeksiz üst kavşağında bir araya gelen dernek üyeleri bir basın açıklaması ve ardından oturma eylemi yaparak zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istediler.
Saat 13:00’da Emeksiz üst kavşağına gelen PSAKD Malatya Şube üyeleri burada bir basın açıklaması yaptı. Dernek adına basın açıklamasını okuyan dernek başkanı Songül Tunçdemir zorunlu din derslerinin din ve vicdan özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini vurguladı. AİHM’in kararlasrına da değinen Songül Tunçdemir zorunlu din dersi uygulamasının bir an önce kaldırılmasını talep etti.
Songül Tunçdemir açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Eğitim müfredatının dini söylem ve kurallara göre değiştirilmesi, öğrencilerin kılık kıyafetlerinin dini referanslara göre belirlenmesi, din derslerini seçmeye zorlanması, din eğitiminin okul öncesine hatta kreşlere kadar indirilmesi, 4+4+4 ile okulların dönüşüm sürecinde en donanımlı okulların İmam Hatip yapılması, bu okullara öğrencilerin TEOG sistemiyle gitmek zorunda bırakılması gibi uygulamalar ‘’dindar nesil’’ hedefiyle hayata geçirilmektedir. Bu durum, bir taraftan eğitimin zaten sorunlu olan niteliğini daha da geriletirken diğer taraftan Alevi çocuklarını asimile etmeye çalışmakta, veliler ve öğrenciler arasında ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı etkiler yaratmaktadır.
Siyasi iktidar, toplumda yarattığı kutuplaşmanın bir benzerini okullarda oluşturmaya çalışarak din ve inanç istismarı üzerinden toplumun geniş bir kesimini istediği şekilde yönlendirmeye, halkı birbirine karşı kışkırtarak bölmeye çalışmaktadır. Bütün bu gelişmeler, Türkiye de dinin ve dini kuraların devlet eliyle eğitim sisteminin merkezine yerleştirilmesi ve eğitimin ‘’Tek din, Tek mezhep’’ anlayışına göre biçimlendirilmesinin ne kadar sakıncalı olduğunu gösteriyor.
Eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmesi, öğrencileri inanan ya da inanmayan, dindar ya ada dinsiz, ibadet eden ya da ibadet etmeyen, Alevi ya ada Sünni gibi kategorilere ayırmaya başlamıştır. Toplumda giderek derinleşen ve tehlikeli boyutlara ulaşan ayrışmalar, eğitimin bilimden çok dini kurallara göre düzenlenmesi ile daha da derinleşti. Bütün bu gelişmelerden cesaret alanlar, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin en temel öğelerinden birisi olan karma eğitimin kaldırılmasını önerecek kadar ileri gittiler.
Eğitim, çocuklara akıl yoluyla doğruları yapmayı öğütlüyor. Bilimin yerine inancı ikame etmek anayasal olarak suçtur. Kaldı ki, bilimsel laik eğitim yasalarla güvence altındadır. 20 milyonun üzerindeki Alevi yurttaşın yaşam felsefesinin gerektirdiği şekilde yaşaması insani bir haktır.”
http://www.gunestv.com/