Türkiyeden Haberler

Işid Adıyaman’da Alevi Köylerini Fişliyor

Çakal Köyü’ne Işid’li olduklarından şüphe ettikleri kişilerin halı satıcısı kılığında köye girdiğini söyleyen köylüler, “Bu kişiler bize Adıyaman’da kaç Alevi köyü olduğunu sordu. Sattıkları halılar eskiydi, onlar satıcı değildi. Yeni bir Maraş, Sivas katliamının olmasından kokuyoruz, geceleri uyuyamaz hale geldik. Kendimizi savunmak için önlem alıyoruz” dedi.

Diyarbakır ve Suruç bombalı saldırılarının faillerinin nüfus kayıtlarının açıklanmasıyla, “DAİŞ’in karargahı bu kent mi” sorusuyla dikkatleri üzerine çeken Adıyaman’da halk tedirgin. Dün sabah saatlerinde Alevilerin yaşadığı Adıyaman’a bağlı Yarmadağ (Çakal) Köyü’nde DAİŞ çeteleri oldukları iddia edilen halı satıcısı kılıklı kişilerin köye girdiği ve kadınlara, “Adıyaman’da kaç Alevi köyü var” diye sorduğu ortaya çıktı. Olayın hemen ardından gittiğimiz Çakal Köyü’nde yurttaşlar bölgedeki tüm seyyar satıcıları tanıdıklarını belirterek şüpheli kişileri ilk kez gördüklerini söyledi. Köylüler, söz konusu kişilerin satış yapmaktan çok tek tek Alevi köylerinin nerede olduğunu ve tüm köylerde kaç Alevi evi olduğunu sorarak şüphe çektiklerini söyledi.

‘Kılık kıyafetinden şüpheleri üzerine çekiyordu’

Yaşadığı tedirginlikten dolayı ismini vermek istemeyen Z.C.,“Bu sabah saatlerinde krem renkli bir transit araç ağaçların arasına aracı park etti. Aramızda uzak bir mesafe vardı. 20’li yaşlarda sakallı, şalvar tipi pantolonlu ve bol tarzda gömlek giymiş sakallı bir erkek sırtında birkaç halıyla yanımıza yaklaştı. Bizden halı alıp almak istemediğimizi sordu. Pazarlık yapmaya başladık, halıları çok eskiydi ve kaliteli halılar değildi, buna rağmen bir halı için 850 lira istedi. Halılarını aslında satmak istemediği çok belliydi. Konuşmasından onun buralı olmadığı anlaşılıyordu. Sonra bize ‘Adıyaman’da kaç Alevi Köyü var’ diye sordu. Biz de ona ‘sana ne? Sen işine bak, bizim için Alevi, Sünni fark etmez’ diye tepki verdik. Sonra eliyle işaret ederek Alevi köylerinin bulunduğu yerleri tek tek saydı” diye konuştu. D.B. ise “Zaten satış yapmaya pek niyeti yoktu. Normalde satıcılar köye girer girmez hoparlörden çağrı yapar. Bu hiçbir şey yapmadı ve elindeki halıları satmak istemedi. Arabasında da sırtındakinden başka halı yoktu” dedi.

‘Üç kişiydiler, ikisi Türkçe bilmiyordu’

Köy çıkışında transiti gördüğünü ve kendisini yol ayrımına götürmek için arabayı durdurduğunu anlatan Mehmet Ali Demirci, “Arabaya biner binmez onların DAİŞ olduğunu anladım, diğer ikisi hiç konuşmuyordu, 20 yaşındaki genç yalnız konuşuyordu. Diğer ikisi sanırım Türkçe bilmiyordu. Arabanın içinde büyük bir bohça, birkaç eski halı ve yastık vardı. Özellikle bohçanın üzerine oturmam gerektiğinin altını çizdi, şüphelendim” diye kaydetti.

‘Öz savunma şart’

Köylülerin tamamı tekrara Maraş ve Sivas katliamlarını yaşamamak adına derhal harekete geçme kanaatinde. Artık köyde öz savunma mekanizmasının oluşturulması gerektiğini vurgulayan köy sakinlerinden Kamber Mama, “Belli ki devlet bizi koruyamıyor, o halde biz kendi güvenliğimizi almalıyız. Her gün en az 10 kişilik bir nöbet ekibi kurup köyün giriş ve çıkışlarını kontrol edeceğiz. Köy sakinleri artık tedirgin, kimse uyuyamaz hale geldi” dedi.

http://jinha.com.tr/

Benzer Haberler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün