Makaleler

Örselenmiş Temmuz

Binlerce Alevi 2 Temmuz’da Sivas’ta, 3 Temmuz’da Çorum’da, 4 Temmuz’da Hacı Bektaş Veli Dergahında bir araya gelerek adalet arayıp, yitirdiklerimiz içi Cem oldular. Gönülleri birlediler. Katliamlarla yüzleşmeye davet ettiler.

22 yıldır Madımak katliamı, 35 yıldır Çorum katliamı ile hesaplaşılamadı. Devlet bu katliamlardaki rolü ile yüzleşmeye ve hesaplaşmaya yanaşmadı. Gerçek katliamcıların açığa çıkaracak yargılamalar yapılmadı. Hakikat komisyonları kurulmadı. Cezalandırmak yerine “cezasızlık ilkesi” benimsendi.

Aleviler sırtlarına ve kalplerine yüklenmiş onca katliam ve zulmün acısını taşıyorlar.

Kerbela, 16. ve 19. Yüzyılın Alevi soykırımları ve kimliksizleştirme hikayeleri, Dersim, Koçgiri, Maraş, Gazi, Malatya, Elbistan, Sivas ve Çorum katliamları, toplumsal travmanın silinmeyen acılı izleri olarak halen taze.

İnkar, imha, asimilasyon, işgal ve kimliksizleştirme devletin en başarılı faaliyetleri arasında.

Ve Aleviler biliyorlar ki, kimliksizleştirmeyi hedefleyen bu acılarla yüzleşmeden ve hesaplaşmadan, eşit yurttaşlık ve eşit haklara dayalı demokrasi hayal ürünü olarak kalacak.

Heybeleri acı dolu
Aleviler inkar edilmiş kimliklerin ve yasaklı tarihinin içinden geliyorlar. Yasaklanmış kimliklerini özgürleştirmek, yakılmış ve devlet arşivlerinin en karanlık dehlizlerine saklanmış arşivleri açılsın istiyorlar. Asimilasyon ile silinmeye çalışılmış belleklerini, Türk İslam sentezi denilen virüslerinden korumak istiyorlar.

Alevilerin sırtına, belleklerine yüklenmiş onca toplumsal travmaları taşırken, AKP Alevilerin ruhlarını daha da örseleniyor. Örselenmiş ruhlarıyla Aleviler acıları ve hakikatleri konuşmaya devam ediyorlar. Fakat AKP’nin inşa ettiği bu yeni Sünni devlet konuşmuyor, umuda ve adalete yürüyen insanların sırtına her yıl yeni toplumsal travmalar yüklüyor. Roboski, Soma, Ermenek, Gezi, kadın cinayetleri, nefret söylemi, ayrımcılık ve mezhepçilik üzerinden toplumsal kutuplaştırma.

Öfkeli milli takım
Etnik ve din milliyetçiliğinin “kindar nesli” ve “milli takımı” yeni toplumsal travmalar yaratsın diye eğitiliyor. Şiddeti kutsamış bu öfkelimilli takım nesli yüksek tahrik olma potansiyeline sahip oldukları için galeyana getirilerek toplumsal ruhumuzu ve bedenlerimizi katliamlarla örselemeye devam ediyorlar.

Turist değil, sahibiyiz
1826’da tüm Alevi-Bektaşi Dergâhları kapatıldı. Bir çok Alevi Dergâhı gibi Hacı Bektaş Veli Dergâhında Alevilerin elinden alınıp, Nakşibendi’lere teslim edildi. Bu Alevileri Sünnileştirmek için başvurulmuş bir yoldu. Dergâh Alevilere yasaklanıp, 1834 yılında içine yapılan cami ile Sünnilerin ibadetine açılınca, Alevilerin payına Dergâha ancak “turist” ve “müşteri” olarak gezmek kaldı.

Dergâhlar Alevi-Bektaşi toplumun ibadet yeri, okulu, toplumsal hafıza merkezidir. Aleviler, Dergâhları işgal yoluyla Alevi toplumsal hafızasına format çekmelere son verilsin diye, kendilerine ait olanın kendilerine iadesini istiyor. Bu iade talebi yeni değildir. 19. Yüzyılda Dergâh toplulukları yüzlerce imzalı mektuplarla Osmanlı makamlarına başvuruda bulunmuş ve Dergâhlarını geri istemiştir. Osmanlı ve Cumhuriyet devletlerinin kulağı 189 yıldır bu talebe sağır kalmıştır.

Dergahı Aleviliğe açan girişimler
2007 yılında YOL TV Hacı Bektaş Veli Dergahına girip, 12 gün boyunca Pir Evi’nde Muharrem ayında semahı, bağlaması, muhabbetleri ve cemi ile bir ilki gerçekleştirdi.

2009’da, Hacı Bektaşi Veli’nin doğumunun 800. yılı nedeniyle düzenlenen Sempozyumu kapsamındaHacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Alevi Enstitüsü öncülüğünde ve Dede Mehmet Turan’nın rehberliğinde Dergahın Meydan Evi avlusunda Cem ibadeti yapıldı.

2014’te İngiltere Alevi Federasyonu öncülüğünde “Dergahına Sahip Çık İnisiyatifi” işgal altındaki Dergâhına girip Cem ibadetini gerçekleştirdi.

4 Temmuz 2015’te ise Türkiye ve Avrupa Alevi hareketinin bileşenleri, AKD, PSAKD, HBVAKV, ABF ve AABK öncülüğünde 800 Alevinin katılımı, Postnişin Veliyeddin Ulusoy ve Dede Mehmet Turanrehberliğinde Alevi inancının kalbi Hacı Bektaş Veli Dergâhında canlar gönülleri birleyip cem oldular.

Aleviler, tüm Dergâhlarının geri iadesini ve Postnişin, Dedelerin, Anaların ve Mürşit’lerin Hacı Bektaş Dergâhında eğitimlerini, erkanlarını ve cemlerini sürdürmesini istiyorlar. Şimdi devlet mezhepçi ve laiklik karşıtı tutumundan vazgeçip, Alevilere ait Dergâhlar üzerindeki işgaline son verip, asli sahiplerine iade etmelidir.

Benzer Haberler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Bu Haberde Dikkatinizi Çekebilir!
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün